12 Ekim 2011 Çarşamba

Sosyal Medya Devrimi



Prensip olarak sosyal medyadan uzak durmayı yeğleyenler, kurumsal şirketlerde hala bu siteleri kısıtlamayı tercih eden yöneticiler sosyal medyanın bugünkü konumu, önemi ve faydasını daha ne kadar göz ardı edebilirler? Eğer firmalar aslında iş arayışı olmayan yetkin adayları facebook kariyer sayfalarıyla kendilerine çekebiliyor, firmalar ürünlerini kolaylıkla pazarlayabiliyor, Kütahya'daki deprem haberini daha deprem oluyorken, tüm TV kanallarından, online gazetelerden çok daha önce alabiliyorsak bu sosyal medya önemli ve faydalı birşey olmalı değil mi?

Geveze soruyor, LCW çalışanları anlatıyor...



İşveren markası olarak nasıl agılandığı ile ilgili yaptığı araştırma sonucu pek de hoş sonuçlarla karşılaşmayan LCW bu algıyı değiştirebilmek için kolları sıvamış ve Geveze'nin çalışanlarla röportajlarının yer aldığı bu keyifli film ortaya çıkmış. Filmi Facebook'ta kurduğu ve şu anda tam 18.000 kişinin takip ettiği LC Waikiki Kariyer sayfasında paylaşan LCW'ın artık adaylarda yarattığı işveren marka algısı bambaşka. Bir İnsan Kaynakları ekibinin şirketini pazarlaması adına güzel bir örnek olmuş değil mi?

27 Eylül 2011 Salı

Her yeni ay yeni bir hayat


 
 
Tüm akşam PC başında pinekleyen bana hayat verdi bu video!

Rutin hayatımızı renklendirmek kendi elimizde. Siz de hayatınız boyunca deneyimlemek istediğiniz şeylerin bir listesini yapın ve sırayla gerçekleştirin hayallerinizi.

Ben başladım bile :)

Bir anda her şey değişebilir

  
Ölümün bu kadar yakın olduğu bir anda neler düşünürdünüz? Günlük yaşantınıza geri döndüğünüzde hayatınızda neleri farklı yapmaya başlardınız?

Hayatımızın akışı ve onun üzerindeki kontrolümüzle ilgili çarpıcı bi video olmuş! İnsanı durup düşünmeye sevk ediyor.

31 Temmuz 2011 Pazar

Anketörlük biteli çok olmuş!

Bugün Beşiktaş'ta ayaküstü birşeyler atıştırırken yanıbaşımızda elinde formlarıyla biri beliriveriyor, bizden yalvar yakar anket formlarını doldurmamızı istiyor. Demek ki biz atıştırırken olup bitecek deyip eh hadi tamam diyoruz. Birden o çocuk gidiyor, yerine iki liseli çağda başka çocuk beliriveriyor. Demek ki ayrı ayrı dolduracağız bir de!

  • "Abla sen kaç yaşındasın" diye soruyorlar: 26. "Aa bu olmadı abla sen 32 ol en iyisi."
  • "Evli misin abla?" Yanımdaki eşimi göstererek evet diyorum. "Yok abla sen bekar ol, ailenle yaşa"
  • "İsmin ne?" Sen en iyisi kızlık soyadını kullan.
  • "Eve en çok gelir getiren kişi baban olsun. Baban İlkokul mezunu ve Aşçı olsun, annen de Ev hanımı."
  • "Adres olarak ailenin adresini verir misin, çünkü şimdi eşin sizin oturduğunuz evin adresini verir arkadaşa."
Tüm kimliğim alt üst oldu, peki öyle olsun, bu liseli çocuk yazları çalışıp ailesine yük olmak istemiyor madem...

  • "Sakın bu bilgileri unutma abla, telefonla arayıp kontrol edecekler." Unutur muyum, unutmayayım diye buraya yazıyorum, artık aradıklarında açıp bakarım!
  • "Ya da abla sen boşver, aradıklarında işim var, rahatsız etmeyin de kapat telefonu." Peki güzel kardeşim sen öyle diyorsan yapacak başka bir şey yok.
Anket belki 30 sayfa! Neyse ki hepsini bana sormuyor çocuk, eşime bakıyorum, o da etrafına bakıyor, çocuklar yerimize dolduruyor çünkü. Arada hızlıca bir resim gösteriliyor, 1 saniyede bir fikir belirtmeniz bekleniyor, belirtemezseniz onlar yardımınıza koşup oraya birşeyler yazıyor.

Anket, alanında lider bir FMCG markası için yapılıyor. Yeni bir ürün piyasaya sunulacak, mevcut tüketici alışkanlıklarını, yeni ürünün ismini, paketinin şeklini, rengini vs. belirlemek için hedef kitlesine soruyor. Ah bir de ulaşabilseler hedef kitleye. Şimdi bu firma bu anket sonuçlarına göre mi aksiyon alacak? Çok yazık.

Düşünemiyorlar mı acaba, hiç kimsenin bu zamansızlıkta 20-25 dakikasını, karşılığında hiçbirşey kazanmadığı bir ankete ayırmak istemeyeceğini. İnsanlar vakit ayırmayınca anketörler de doğal olarak bu gibi üç kağıtlara yöneliyor. Yeni sistemler var artık. İnsanlar evlerinde, bilgisayar başında internetten anket doldurarak para kazanıyor. Anketörlere verileceğine o para, vakit ayıran ilgililere ayrılsa çok daha mantıklı olmaz mı?

22 Mayıs 2011 Pazar

Bir tuhaf mülakat daveti


Geçen haftalarda aldığım bir mülakat daveti:

  • Merhaba, Şerife Hanım mı?
          Evet benim.
  • Randevu talep edecektim.
          Konu neydi, nereden arıyorsunuz?
  • ... Hastanesinden arıyorum, görüşmeye çağıracaktım, bize CV göndermişsiniz.
          Yoo, ben kimseye CV göndermedim.

  • Ama CV'niz var elimizde? (CV'niz varsa görüşmeye gelmek zorundasınız gibi bir edayla)
          Bilmiyorum ben göndermedim. Hangi pozisyon için arıyorsunuz?
  • Hangi pozisyon olduğunu bilmiyorum, Neslihan O. yu tanıyormusunuz?
          Hayır, tanımıyorum.
  • O zaman hoşçakalın. ÇAT!

E ben size ne diyeyim :) Bu neydi yani şimdi???

Ali Taran ve home office firması


Ne kadar çok olsa da yapmak istediklerim için zamanı hiçbir şekilde yetiremiyorum. Benim için dakikalar altın değerinde, bir tanesini boşa geçirdiğimde kahroluyorum. Sabah kalkıp saç baş yaparken, trafikte, iş kıyafetlerimi ütülerken aslında sonuç için, işbaşı yapıp birşeyler üretmek için, ne kadar da en değerli kaynağımızı, vaktimizi boşa harcamış oluyoruz. Günümüzde çoğu şirket bu sorunu home office çalışma düzenleri kurarak aşmayı başardı. Bu şirketlerden biri de Yeteneksizsiniz'den sonra tüm Türkiye'nin tanıdığı, reklamcı Ali Taran'ın ajansı.

 Bugünkü Habertürk Pazar ekinde Ali Taran'la yapılan röportajda kısaca bu düzenin nasıl kurulduğu da konuşulmuş. Gelin o kısmı onun ağzından dinleyelim:

"Önce deneme yaptım. Bütün kurallarını yazdım. Bunun için sadece telefon ve bilgisayar yetiyor bize. Önce bu kuralları ajans içinde uygulamaya başladık, sanki evlerimizdeymişiz gibi davrandık.

Birbirimizle lüzumlu lüzumsuz konuşmadık. Yazıştık. Telefonu çok acil durumlarda kullandık. Ben dahil hepimiz uyum sağladık. Zaman içinde konuşmalar ortadan kalktı, baktık bu sistem yürüyor. Herkesi birden değil, azar azar evlerine gönderdik.

Kurallar şunlar:
Yurtdışına çıkacaksan 1 hafta önceden, şehir dışına çıkacaksan 2 gün önceden bildireceksin.
Mesai saatleri içinde o telefondan ve bilgisayardan ulaşılabilir durumda olacaksın.
Boş konuşmayacaksın, her aklına gelen fikri söylemeyeceksin. Onun dışında annende misin, kahvede misin senin bileceğin iş.
Önce 1 grafiker, 1 yazar, sonra 1 kişi, 1 kişi daha derken herkes evlerine gitti. Toplantı yapacağımız zaman ajansta toplanıyoruz. Skype’tan yararlanıyoruz. Görüntülü olarak fikirlerimizi paylaşıyoruz.
Trafik, giyim stresini, saç baş hazırlık sürecini de ortadan kaldırmış olduk. Hayatımız kolaylaştı, insanlar yaşantılarına 4 saat ilave etti.
Mesai saati bittikten sonra gecenin bilmem kaçında onları arama hakkım yoktur mesela ya da hafta sonları “Çalışalım” demem. Çok acil bir şey varsa bir şekilde ulaşırız birbirimize. Bu disiplin çok başarılı ve verimli oldu."

18 Nisan 2011 Pazartesi

Top secret başvurular :)

Çalışırken iş aramak riskli olabilir, ama bu gruba dahil çoğu insan çalışırken iş aradığını sadece zannediyor!

Her gün onlarca, belki yüzlerce özgeçmiş okuyan biri olarak sıklıkla karşılaştığım bir durumu sizlerle paylaşmak istedim.

Kariyer.net'te çoğu aday mevcut işlerindeki konumlarının zarar göreceğini düşünerek, özgeçmişini inceleyen İK Uzmanının gizliliğe özen göstermeyeceği tehlikesine karşın tüm kişisel bilgilerini, son iş deneyimini gizliyor.

Kişinin nerede oturduğu, telefon numarası, son iş deneyimi (ki o son işyerinin ilk ve tek işyeri olduğunu veya son beş yıldır aynı yerde çalışıyor olduğunu düşünürsek oldukça önemli), hatta adı soyadı bile görünmüyor. CV'nin geri kalanını olumlu değerlendirsek kendisine ulaşabileceğimiz bir telefon numarası, e-mail adresi yok. Sonra da hiçbir başvuruma olumlu geri dönülmüyor, İnsan Kaynakları Uzmanları bu işi bilmiyor diye sitem ediliyor, ben daha ne diyeyim :)

İnsan Kanakları (!) Uzmanı


Eğer kaliteli başvurular çekmekse hedef, içeriğine, detayına, kalitesine en dikkat edilmesi gereken pozisyonların İnsan Kaynakları pozisyonları olduğunu düşünüyorum ben. Bugün benim gibi İKcı olan kardeşim bana aşağıdaki ilanı gösterdi, hem şaşırdım, hem üzüldüm.

Pozisyon ismine dikkat:
     İnsan Kanakları Uzmanı

Görev tanımı:
     Yeni alınacak personeli bulup, işe almak.

Gereken nitelikler:
İlaç sektörü deneyimli.
Çok iyi düzeyde ingilizce bilmek.
4 yıllık üniversite mezunu olmak.

Kelimeler yanlış yazılmış, cümlelerde anlatım bozuklukları...
Alınacak yüzlerce yetkin başvuruyu baştan kaybettirecek bir ilan olmuş. Hangi İnsan Kaynakları Uzmanı işlerin titizlikle yürütülmediğini daha ilk görüşte anladığı bir işe başvurmak ister ki?

14 Mart 2011 Pazartesi

Yapmak İçin Dünyaya Geldiğiniz İşi Bulun


İşte o sesi yine duyuyorsunuz, size yapmak için doğduğunuz işi yapmadığınızı söyleyen sesi. Bu ses gerçeği söylüyor olabilir, peki ya gerçekten ne yapmanız gerektiğini nasıl bulacaksınız?

Şu andaki kariyerinizin ilgilerinizi, inançlarınızı, değerlerinizi, yeteneklerinizi ve ihtiyaçlarını karşılayıp karşılayamadığını anlayabilmek için aşağıdaki soruları cevaplayarak yola koyulabilirsiniz. Profesyonel kariyer danışmanları, müşterilerine uygun kariyeri bulabilmek için genellikle bu yöntemden faydalanır.


İşte kendinize sormanız ve cevaplarınızı kaydetmeniz gereken sorular:

1.En çok hangi konularla ilgili kitap okumaktan hoşlanıyorsun?

2. En çok hangi televizyon ve radyo programları ilgini çekiyor?

3. En sevdiği film türleri nelerdir?

4. Hobilerin nelerdir?

5. Ne çeşit gönüllülük aktivitelerini tercih edersin?

6. Arkadaşlarınla en çok hangi konularda tartışmayı seversin?

7. Gündüz hayal kurarken aklına gelen konular nelerdir?

8. Favori işlerin hangileri?

9. Okulda en çok sevdiğin ders hangisiydi?

10. En nefret ettiğin şeyler nelerdir?

11. Bir şeyler çizdiğiniz zaman en çok neler hakkında çizersin?

12. Eğer dünyayı yönetseydin, ne gibi değişiklikler yapardın?

13. Eğer bir milyon dolar kazansaydın, bu parayla neler yapardın?

14. En sevdiğin insan tipleri hangileridir?

15. Ölümünden sonra nasıl anılmak isterdin?

16. En sevdiğin oyuncaklar nelerdir?

17. Politik görüşlerini nasıl tanımlarsın?

18. Hayatta en çok kime ve niçin saygı duyarsın?

19. Ne gibi görevlerde daha başarılı olursun?

20. Henüz yapmadığın ama başarılı olacağına inandığın görevler hangileridir?

Cevaplarınızı değerlendirin. Hayatınızın birden çok alanında size hitap eden belli davranışlar ve inançlar var mı? Belli bir davranışın yansıması olabilecek tekrar eden bilgiler görüyor musunuz? En kalıcı ilgi alanlarınız nelerdir?

Bu bilgileri kullanarak ve aşağıdaki boşlukları doldurarak bireysel bir portrenizi çizin:

Genel olarak ilgilendiğim konular…

En çok inandığım şeyler…

En çok değer verdiğim şeyler…

İyi bir hayat için ihtiyaç duyduğum şeyler…

Çok iyi yapabileceğim şeyler…


Şimdi kendinize şu anki işinizin yukarıda doldurduğunuz beş boşluğu kapsayıp kapsamadığını sorun. Eğer kapsıyorsa, büyük bir ihtimalle doğru kariyer alanındasınızdır. Ancak sahip olduğunuz iş, sizin için en önemli olan şeyleri karşılayamıyorsa, size daha uygun bir iş bulmanın zamanı geldi demektir.


Kaynak: http://www.monster.com/

21 Şubat 2011 Pazartesi

Çalışanların Önerileri Tofaş’a Bir Yılda 10 Milyon Euro Kazandırmış


İnsan Kaynakları uygulamalarının zaman ve maliyet kaybı olduğunu düşünen sevgili yöneticilerimiz için bunun tam aksini kanıtlayacak bir örnekle karşılaştım bugün internette gezinirken.

http://www.yenibiris.com/ sitesinde yayınlanan eski tarihli bir röportaja göre öneri sistemini uygulayan Tofaş İnsan Kaynakları ekibi maliyet kaybından çok tasarrufa ve hatta daha fazla gelir elde edilmesine yol açıyor. Yapılan röportaja göre 70'li yıllardan günümüze bu öneri sistemini uygulayan Tofaş, 2007 yılında sadece öneriler yoluyla 10 milyon Euro (yaklaşık 20 milyon TL) kazanmış.

2007 yılında 9.000 çalışanından 40.000 öneri alan Tofaş ekibinin özellikle mavi yaka çalışanları iş yaparken karşılaştıkları aksaklıkları ortadan kaldırmak için sundukları önerilerin dikkate alınmasıyla hem şirket kazancına azımsanmayacak bir katkı sağlıyorlar hem de öneri şampiyonu olanlar 2-3 maaşa denk gelen primler alıyorlar.
Tofaş'ta 2007 verilerine göre önerilerin yaklaşık %70'i devreye giriyor. Önceki yıllarda 4-5 milyon Euro kazanç elde edilirken 2007 önerilerinin uygulanmasıyla bu kazanç 10 milyon Euro gibi bir rakama ulaşmış. Öneri sistemi yaklaşık 25 yıldır devrede. 1985-2007 yılları arasında toplamda 77,5 milyon Euroluk kazanç elde edilmiş durumda.

İnsan Kaynağının fikirlerine değer veren firma sadece çalışanını memnun etmekle kalmıyor böylelikle, kendisi de azımsanmayacak derecede karlı çıkıyor görüldüğü üzere ;)

17 Şubat 2011 Perşembe

Mülakat anıları



Kariyer.net'in Şubat 2011 sayısında Boyner Holding İK ve İletişim Direktörü İdil Türkmenoğlu ile yapılan keyifli röportaja yer verilmiş. Genelde İK uzmanları ve yöneticileri ile yapılan mülakatlarda mülakat anıları sorulmadan geçilmez. İdil Hanım'ın verdiği yanıt çok hoş, özellikle Y kuşağı ile ilgili, sizlerle paylaşmadan edemedim.

Masaya silah koydu 
"Beni ve birkaç yöneticiyi, masaya silahını koyarak dolaylı olarak tehdit etmiş bir eski çalışanımız hakkında bir firma referans istediğinde, karşı tarafa olayı net bir biçimde anlatmıştım. Diğer firmanın, "Ne yapalım iyi aday yok" diyerek o kişiyi işe almış olmasını unutamam."

Y kuşağı trend neyse onu yapıyor
"Y kuşağından önceki zamanlarda MT programı için mülakata gelen yeni mezunlar, o sene ne tipteki beden dili kuralı moda olmuş ve kendilerine okulda aktarılmışsa ona uygun davranırlardı, bir kalıptan çıkmış gibi. Bir sene ellerini masada kavuşturmalarını (kapalı değilim ama güvenliyim mesajı!), öbür sene ellerini kavuştururken işaret parmaklarını ayrıca birleştirmelerini (kapalı değilim, kendime güveniyorum ama iddialıyım aynı zamanda mesajı!) gözlerdik."

Aday güzellik yarışması birincisi olursa
"İstanbul'da çalışmak isteyen Ankaralı bir adayın gözlerini kapatıp Orhan Veli'nin şiirini okumasını ve güzellik yarışmasında birinci olmuş bir adayın karşısında kızı kendi departmanlarına kapmak için birbiriyle yarışan mülakatçıları da unutmam mümkün değil."

İdil Hanım'ın söylediklerine ilaveten, ben de görüşmeye geldiğinde tokalaştıktan sonra heyecandan bir de yanaklarımı öpen adayımı unutacağımı sanmıyorum :)

9 Şubat 2011 Çarşamba

Bir Adayın Neleri İşe Alımcıyı Etkiler?

Sıralayayım:

- Başvuru formunun temiz ve eksiksiz doldurulması,(angarya işe girdiğinizde çok daha fazla olacak, unutmayın)

- Adayın güleryüzlü ve coşkulu olması, (Karadeniz’de gemileriniz batmış olmasın)

- Güven veren, iki avucun birbirini kavradığı, ölçülü gücün sergilendiği el sıkış, (ne elimizi koparın, ne de tüy konmuş hissi uyandırın)

- Erkek adayların kadın işe alımcının oturmasını bekledikten sonra yerine yerleşmesi, (biraz centilmenlik, medeniyet lütfen …)

- Tecrübe aktarımının özellikle sayısal veriler eşliğinde, başarılar ön plana çıkartılarak yapılması,(yıllık satışınız ne kadardı? sorusu sonrasında tavana bakarak düşüncelere dalmayın)

- Klişe olan sorulara çalışılmış gelinmesi, (mutlaka en az bir tane sorulur, lütfen hayatınızda ilk defa soruları duyuyormuş gibi afallamayın)

- İngilizceye dönülen anlarda panik olunmaması, sakin bir şekilde dil değişiminin yapılması,(dil bildiğinizi yazıp, iş konuşmaya gelince birden bire onu unutmayın)

- Olumsuz içerikli sorularda kontrollü tutum,(stres iş hayatında her daim var)

- Başvurulan şirket hakkında detaylı bilgi sahibi olunması,(lütfen 15 dakikanızı ayırın, internette bulduklarınızı okuyun ve görüşmeye gelin)

- Özellikle ilk görüşmede ücret konusunun aday tarafından hemen masaya getirilmemesi,(iş hep önce gelir)

- Adaya yöneltilen “bir sorunuz var mı?” sorusuna pozisyonun içeriği veya şirket hakkında soru üretilmesi, (mesai saat ve günlerinin nasıl olduğunu lütfen sormayın, işe başlamadan ne zaman biteceğini merak etmeyin)

- Tecrübe paylaşımları esnasında eski firmalara, yöneticilere, patronlara ait dedikoduya varan olumsuz söylem geliştirilmemesi,(çok kötü, neler neler dinliyoruz bir bilseniz…)

- Aday için öngörülen görev tanımına yönelik seçici, olumsuz içerikli yaklaşımlar getirilmemesi, (onu yapmam, şunu istemem, hepsini ben mi yapacağım … demeyin lütfen)

- Üst, baş, ayakkabı temizliği, saç, sakal düzgünlüğü,(ve lütfen ter kokmayın!!!)

- Üst seviyede tecrübe sahibi adaylarda mütevazi ama tavizsiz duruş, (şu dağları, bu ovaları ben yarattım, bir ben varım gerisi yok deyince olmuyor işte … ama bilgi ve tecrübeniz en kıymetli varlığınız, onu biz çok iyi biliyoruz zaten)

- Az tecrübeli adaylarda pozisyona yönelik dile getirilen isteklilik,(‘almasanız da olur, beni isteyen çok, her gün bir görüşmeye gidiyorum’ tavırları da olmuyor, doğruya doğru …)

- Mülakatın sonucunu gerek mülakat esnasında, gerek mülakat sonrasında takip eden aday (geri dönüş için net bir tarih/süre verilmedi ise bekledim de haber gelmedi demeyin, işinizin peşinden gidin)

- Mülakat sonrasında gönderilen “Teşekkür mektubu” (hiç gelmiyor, gelse panoma asacağım)

- Yersiz geliştirilen iddialaşmalar (işe alımcı ile rekabete lütfen girmeyin çünkü ortada bir yarış yok ! )


Kaynak: Kaynağım İnsan, İpek Aral Kişioğlu

Mülakatçıları delirten sorular


İş görüşmelerinde deneyimsiz ama özgüveni yüksek gençlerin şu soruları işe alımcıları şaşkına çeviriyor…

-Elinizde başka iş var mı?

-Cumartesileri çalışmak gerekiyor mu?

-Yalnız ben hemen işe başlayamam, önce tatil yapacağım. (Daha iş teklifi bile yapılmamış!)

-Ücretle ilgili ön bilgi alabilir miyim? Boşuna görüşmüş olmayalım.

-Mesaiye kalma durumu yoktur umarım, sosyal hayatımın aksamasını istemem.

-Eski işyerimde falanca hakkımız vardı, sonra elimizden aldılar. Burada da olur mu öyle şeyler?

-Ne zaman müdür olurum?

-İkramiye ne kadar?


Kaynak: Yenibiris

13 Ocak 2011 Perşembe

Online İnsan Kaynakları Yönetimi Sertifika Programı


Yaklaşık 1 ay önce satın aldığım online İnsan Kaynakları Yönetimi Sertifika Programı dersleri Salı günü başladı. İlk dersini kaçırdığım eğitimin bu akşam ikinci dersini takip edebildim.

Daha önce online bir eğitim deneyimim olmamıştı ama Kariyer Adam'ın eğitimini, içeriğini, kullandığı altyapıyı çok beğendim. İki saat boyunca hiç donma, ses bozukluğu gibi sorunlarla karşılaşmadan dersleri tamamladım.

Derslere önceden belirtilen saatlerde online olarak katılıyorsunuz. Örneğin İKY eğitimi Salı-Perşembe günleri 19.30-21.30 saatleri arasında. Eğer bir aksilik oldu da eğitimi kaçırdıysanız, eğitimden sonra eklenen videolardan kaçırdığınız eğitimleri offline olarak izleyebiliyorsunuz.

Resimde de görüldüğü gibi ekranda dersi anlatan sempatik eğitmenimiz, altında katılımcıların sorularını sorabildiği chat alanı bulunuyor. İsteyenler söz hakkı isteyerek sözlü olarak da eğitime katılabiliyor.

İçerik oldukça güncel, İnsan Kaynakları alanında halen piyasadaki birçok kitap ve eğitim güncel olmayan ve fazlasıyla teorik bir haldeyken, oldukça ekonomik de olan bu dersler imdadıma yetişti. Ben aldım, beğendim ve tavsiye ederim. Muhtemelen diğer alanlardaki eğitimler de denemeye değerdir :)