21 Şubat 2011 Pazartesi

Çalışanların Önerileri Tofaş’a Bir Yılda 10 Milyon Euro Kazandırmış


İnsan Kaynakları uygulamalarının zaman ve maliyet kaybı olduğunu düşünen sevgili yöneticilerimiz için bunun tam aksini kanıtlayacak bir örnekle karşılaştım bugün internette gezinirken.

http://www.yenibiris.com/ sitesinde yayınlanan eski tarihli bir röportaja göre öneri sistemini uygulayan Tofaş İnsan Kaynakları ekibi maliyet kaybından çok tasarrufa ve hatta daha fazla gelir elde edilmesine yol açıyor. Yapılan röportaja göre 70'li yıllardan günümüze bu öneri sistemini uygulayan Tofaş, 2007 yılında sadece öneriler yoluyla 10 milyon Euro (yaklaşık 20 milyon TL) kazanmış.

2007 yılında 9.000 çalışanından 40.000 öneri alan Tofaş ekibinin özellikle mavi yaka çalışanları iş yaparken karşılaştıkları aksaklıkları ortadan kaldırmak için sundukları önerilerin dikkate alınmasıyla hem şirket kazancına azımsanmayacak bir katkı sağlıyorlar hem de öneri şampiyonu olanlar 2-3 maaşa denk gelen primler alıyorlar.
Tofaş'ta 2007 verilerine göre önerilerin yaklaşık %70'i devreye giriyor. Önceki yıllarda 4-5 milyon Euro kazanç elde edilirken 2007 önerilerinin uygulanmasıyla bu kazanç 10 milyon Euro gibi bir rakama ulaşmış. Öneri sistemi yaklaşık 25 yıldır devrede. 1985-2007 yılları arasında toplamda 77,5 milyon Euroluk kazanç elde edilmiş durumda.

İnsan Kaynağının fikirlerine değer veren firma sadece çalışanını memnun etmekle kalmıyor böylelikle, kendisi de azımsanmayacak derecede karlı çıkıyor görüldüğü üzere ;)

17 Şubat 2011 Perşembe

Mülakat anıları



Kariyer.net'in Şubat 2011 sayısında Boyner Holding İK ve İletişim Direktörü İdil Türkmenoğlu ile yapılan keyifli röportaja yer verilmiş. Genelde İK uzmanları ve yöneticileri ile yapılan mülakatlarda mülakat anıları sorulmadan geçilmez. İdil Hanım'ın verdiği yanıt çok hoş, özellikle Y kuşağı ile ilgili, sizlerle paylaşmadan edemedim.

Masaya silah koydu 
"Beni ve birkaç yöneticiyi, masaya silahını koyarak dolaylı olarak tehdit etmiş bir eski çalışanımız hakkında bir firma referans istediğinde, karşı tarafa olayı net bir biçimde anlatmıştım. Diğer firmanın, "Ne yapalım iyi aday yok" diyerek o kişiyi işe almış olmasını unutamam."

Y kuşağı trend neyse onu yapıyor
"Y kuşağından önceki zamanlarda MT programı için mülakata gelen yeni mezunlar, o sene ne tipteki beden dili kuralı moda olmuş ve kendilerine okulda aktarılmışsa ona uygun davranırlardı, bir kalıptan çıkmış gibi. Bir sene ellerini masada kavuşturmalarını (kapalı değilim ama güvenliyim mesajı!), öbür sene ellerini kavuştururken işaret parmaklarını ayrıca birleştirmelerini (kapalı değilim, kendime güveniyorum ama iddialıyım aynı zamanda mesajı!) gözlerdik."

Aday güzellik yarışması birincisi olursa
"İstanbul'da çalışmak isteyen Ankaralı bir adayın gözlerini kapatıp Orhan Veli'nin şiirini okumasını ve güzellik yarışmasında birinci olmuş bir adayın karşısında kızı kendi departmanlarına kapmak için birbiriyle yarışan mülakatçıları da unutmam mümkün değil."

İdil Hanım'ın söylediklerine ilaveten, ben de görüşmeye geldiğinde tokalaştıktan sonra heyecandan bir de yanaklarımı öpen adayımı unutacağımı sanmıyorum :)

9 Şubat 2011 Çarşamba

Bir Adayın Neleri İşe Alımcıyı Etkiler?

Sıralayayım:

- Başvuru formunun temiz ve eksiksiz doldurulması,(angarya işe girdiğinizde çok daha fazla olacak, unutmayın)

- Adayın güleryüzlü ve coşkulu olması, (Karadeniz’de gemileriniz batmış olmasın)

- Güven veren, iki avucun birbirini kavradığı, ölçülü gücün sergilendiği el sıkış, (ne elimizi koparın, ne de tüy konmuş hissi uyandırın)

- Erkek adayların kadın işe alımcının oturmasını bekledikten sonra yerine yerleşmesi, (biraz centilmenlik, medeniyet lütfen …)

- Tecrübe aktarımının özellikle sayısal veriler eşliğinde, başarılar ön plana çıkartılarak yapılması,(yıllık satışınız ne kadardı? sorusu sonrasında tavana bakarak düşüncelere dalmayın)

- Klişe olan sorulara çalışılmış gelinmesi, (mutlaka en az bir tane sorulur, lütfen hayatınızda ilk defa soruları duyuyormuş gibi afallamayın)

- İngilizceye dönülen anlarda panik olunmaması, sakin bir şekilde dil değişiminin yapılması,(dil bildiğinizi yazıp, iş konuşmaya gelince birden bire onu unutmayın)

- Olumsuz içerikli sorularda kontrollü tutum,(stres iş hayatında her daim var)

- Başvurulan şirket hakkında detaylı bilgi sahibi olunması,(lütfen 15 dakikanızı ayırın, internette bulduklarınızı okuyun ve görüşmeye gelin)

- Özellikle ilk görüşmede ücret konusunun aday tarafından hemen masaya getirilmemesi,(iş hep önce gelir)

- Adaya yöneltilen “bir sorunuz var mı?” sorusuna pozisyonun içeriği veya şirket hakkında soru üretilmesi, (mesai saat ve günlerinin nasıl olduğunu lütfen sormayın, işe başlamadan ne zaman biteceğini merak etmeyin)

- Tecrübe paylaşımları esnasında eski firmalara, yöneticilere, patronlara ait dedikoduya varan olumsuz söylem geliştirilmemesi,(çok kötü, neler neler dinliyoruz bir bilseniz…)

- Aday için öngörülen görev tanımına yönelik seçici, olumsuz içerikli yaklaşımlar getirilmemesi, (onu yapmam, şunu istemem, hepsini ben mi yapacağım … demeyin lütfen)

- Üst, baş, ayakkabı temizliği, saç, sakal düzgünlüğü,(ve lütfen ter kokmayın!!!)

- Üst seviyede tecrübe sahibi adaylarda mütevazi ama tavizsiz duruş, (şu dağları, bu ovaları ben yarattım, bir ben varım gerisi yok deyince olmuyor işte … ama bilgi ve tecrübeniz en kıymetli varlığınız, onu biz çok iyi biliyoruz zaten)

- Az tecrübeli adaylarda pozisyona yönelik dile getirilen isteklilik,(‘almasanız da olur, beni isteyen çok, her gün bir görüşmeye gidiyorum’ tavırları da olmuyor, doğruya doğru …)

- Mülakatın sonucunu gerek mülakat esnasında, gerek mülakat sonrasında takip eden aday (geri dönüş için net bir tarih/süre verilmedi ise bekledim de haber gelmedi demeyin, işinizin peşinden gidin)

- Mülakat sonrasında gönderilen “Teşekkür mektubu” (hiç gelmiyor, gelse panoma asacağım)

- Yersiz geliştirilen iddialaşmalar (işe alımcı ile rekabete lütfen girmeyin çünkü ortada bir yarış yok ! )


Kaynak: Kaynağım İnsan, İpek Aral Kişioğlu

Mülakatçıları delirten sorular


İş görüşmelerinde deneyimsiz ama özgüveni yüksek gençlerin şu soruları işe alımcıları şaşkına çeviriyor…

-Elinizde başka iş var mı?

-Cumartesileri çalışmak gerekiyor mu?

-Yalnız ben hemen işe başlayamam, önce tatil yapacağım. (Daha iş teklifi bile yapılmamış!)

-Ücretle ilgili ön bilgi alabilir miyim? Boşuna görüşmüş olmayalım.

-Mesaiye kalma durumu yoktur umarım, sosyal hayatımın aksamasını istemem.

-Eski işyerimde falanca hakkımız vardı, sonra elimizden aldılar. Burada da olur mu öyle şeyler?

-Ne zaman müdür olurum?

-İkramiye ne kadar?


Kaynak: Yenibiris